Bu yazımızda aile (anne baba) eğitimini inceleyeceğiz.
-Eğitime başlamadan önce programımızı nasıl bir çerçevede yürüteceğimizden bahsetmek istiyorum.
-Programımızda yer alan tüm konular yaşamın içinden- gündelik yaşamdan seçilmiştir. Bunlar bizim ya merak duyduğumuz konular ya da hakkında bilgi sahibi olmaya ihtiyaç duyduğumuz konulardır.
-Bu konulara yaklaşımımız ise oldukça kapsamlı olacak. Kimi zaman psikolojiyi kimi zaman felsefeyi kimi zaman spritüelizmi ve diğer tüm pozitif bilimleri yaşamdan deneyimlerin içine sokacağız. Amacımız kendimizi ve yaşamımızı derinlemesine anlamak olacak. Anlamanın bizi nerelere götüreceğini ise ileride değineceğiz.
-Kişisel gelişim yoluna çıkarken aile/ anne baba ile ilişkilerimizin düzenlenmesi neden gerekmektedir?
-Aslında neden basit! biz en yakınlarımızla anlayışlı ve doyumlu bir aile ilişkisi kuramıyorsak bu durumu kendi kurduğumuz ailemizdeki ilişkilerde nasıl sağlayabiliriz.
-Başka bir neden ise böylesine önemli bir konuda bilincimizde devamlı halledilmemiş mutsuz bir köşe bırakarak kendi yaşam hakkımızdan çalmamızdır. Halledilmemiş meseleleri olan kişi ise gelişim yolunda tökezleyecek ve mutsuz olacaktır.
-Daha da ötesi kendi hakkımıza boş vermiş ya da daha iyisi olmasındansa daha kötüsü olmasın çizgisine çektiğimiz bu ilişki biçimi ile canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza nasıl örnek oluyoruz ya da olacağız.
-Her eğitimimizde değineceğimiz öncelikli konulardan birisi ‘sorumluluk’.
-Bu eğitim başlığı konusunda da sizde bağlayıcı bir sorumluluk duygusu uyanması gerekiyor. Bunun için önce amacımızı belirlemeli sonrada bunu nasıl gerçekleştireceğimize karar vermeli bunu yapmadığımızda sonuçlarının ne olduğunu öğrenmeliyiz.
-Amacımız: Anne ve Babamla olan ilişkimi ve anlayışımı değiştirmeli onları sevgiyle kabul etmeliyim.
-Bunu yaparken kendimi feda etmemeli duygusal, fiziksel, maddi haklarımı ve özgürlüğümü bu yolda yitirmemeliyim. Öncesinde yitirmişsem bu yeni yaklaşımım ile geri kazanmalıyım.
-Eğer bunu yapmazsam o zaman kendime ve çevreme duygusal ve fiziksel olarak ağır bedeller ödetmek durumuna gelebilir yaşam kalitemi hiç de istemediğim şekilde düşürürüm.
-Böylesi bir düşüş ise mutsuzluk ve negatif bir varoluş biçimi demektir.
-Aslında hiç bir eş ya da sevgili diğerinin çözemediği aile ilişkilerinin bedellerini ödemek durumunda değildir. Ancak bu çözümü yaşamında sağlayamayan taraflar farkında olarak ya da olmayarak bu bedelleri karşısındakine de ödetirler.
-Ebeveynlerle yaşanılan sorunları kendi ev ortamımıza getirişimiz hiç de nadir değildir. Bu durumu sözel olarak yansıtmasak da emin olun ki duygu durumunuzdaki değişiklik aktif ya da pasif olarak bunu kendi aile ortamınıza taşıyacaktır.
-Uyanması gereken diğer bir sorumluluk biçimi ise daha gizli fakat gizli olduğu kadar da önemli bir sorumluluk biçimidir.
-Ayrıca bu sorumluluğun gereğini yaptığınızda oluşacak olanları anne ve babanız tam olarak hak etmektedir.
-Çocukluğumuzda ya da ergenlik dönemimizde edinilen algılara dayanan yargıların ve bunların yarattığı duygusal yaraların bugüne ait bir bilinçle çalışılması gerekmektedir. Bu çalışmanın özgürleştirici ve yaşamınıza mutluluk getirici sonuçlarını ilerde anlatacağım.
-Bu çalışma yapılmadığı sürece geçmişinizin şu anki duygu durumunuzu esir almasına izin verdiğinizi ve ilişkilerinizi bu ön yargılara göre kurmak zorunda kaldığınızı göreceksiniz.
-Öyleyse artık üç tür sorumluluktan bahsedebiliriz:
1) Kendimize karşı sorumluluğumuz.
2) Yakın ve uzak çevremize karşı sorumluluğumuz.
3) Yakamıza yapışan sorumluluk.
Bu üçüncüsü, hiç bir zaman düzeltemeyeceğimizi sanıp ilişkinin öylece bırakılmasının neden olacağı bedelleri ve aynı zamanda tüm bu durumu düzeltici bir davranış biçimi olduğunu öğrenmekle başlayan sorumluluğumuzdur.
Buna kısa adıyla vicdan denir: Yapılabilecek bir şeyler varken ve buna gücünüz yeterken yapmamak. Burada kısaca vicdan bilincinden bahsedeceğim. Vicdanlılık acıma ile karıştırılmamalıdır ki çoğu zaman vicdan acımasız olmayı gerektirir. Vicdan doğrudan doğruya kişisel ve evrensel esenlik için bilinç ve sorumluluk sahibi olmamızı takip eden içsel bir kontrol mekanizmasıdır. Ve kişinin kendini feda ediciliğini ve acımasını kapsamaz.
-Aile özellikle de anne baba ilişkilerimizin yeniden oluşturulmasında bazı metotlar ve bu metotların ihtiyaç duyduğu bir donanım vardır. Bu donanım sahip olmamız gereken asgari düzeyde bir psikoloji bilgisi ve empati becerisidir. Bunun için anne baba ilişkilerini temizleme öncesi özellikle çocuk psikolojisinden yapacağınız okumalar sizlere çok yardımcı olacaktır.
-Çocuk psikolojisi sizi gelişimsel düşünmeye yönelteceğinden -yani anne babadan ya da ortamdan gelen söz ve davranış biçimlerinin çocukta uyandıracağı mesaj ve düşünce yapılarını anlamaya yardımcı olacağından- onlarla ile girişilen bu yeni dönem diyaloglarınızda sizi daha derin bir anlayışa ulaştıracaktır. Bu anlayışın yönü kendi çocukluğunuza doğru olacak ve o dönem geliştirmeye başladığınız anlayışın ve dolayısı ile yargıların bir çözümlemesi olacaktır.
-Hepimizin ailesinde çocukluğumuzdan itibaren hatırladığımız tartışmalar, çocuklukta edinilen üzüntüler kızgınlıklar ve mutsuzluklar olmuştur. Bu üzüntüleri ve kızgınlıkları hiç hak etmediğimizi düşünmüş, daha sonraları yetişkinlik dönemlerinde onların bu davranış biçimlerinden şikayetçi olduğumuzu onlara söylemiş ancak aldığımız karşılıklar yine eskinin bir tekrarı olarak karşılıklı anlayışsızlığın devamı olmuştur.
Bir süre sonrada durum böyle olunca çözülmemiş problemlerin üzerine ‘bu durum beni daha da çok sinirlendiriyor iyisi mi hiç bu konuları açmayayım’ diyerek gitmemeye hatta ilişkiyi olabildiğince minimuma indirmeye çalışmışızdır.
Bu tutum ise çocukluk ve erken yetişkinlik dönemlerimizde edinilen unutulmuş yargıların her ilişkide yeniden pekiştirilmesi anlamına gelmektedir.